‘Hayatımı verdim! Canımı da veririm!‘

BAŞKAN Aziz Yıldırım sandıkların açılmasına beş dakika kala salona girdi. Divan Başkanı’nın olduğu kürsünün arkasındaki bir sandalyeye oturdu. Yanında da ben vardım. Seçim sonuçlarını hiç düşünmüyordu. Kazanacağından, fark yapacağından emindi. Aklı başka yerlerdeydi.

Aynen şöyle söyledi: “Tarih yazacak.”

Kürsüde F.Bahçe’yi nerelerden alıp, nerelere getirdiğini anlatırken sözünü eli ile o muhteşem Arena salonunu göstererek bitirmişti. F.Bahçe sevgisi uğruna ağır bedeller ödemişti. İyisiyle kötüsüyle bir gün tarihin gerçekleri yazacağını anlatmak istiyordu. 18 yılda F.Bahçe’yi nereden nereye getirmişti. 

TEK BAŞINA SOKAĞA ÇIKIYORUM

Yanına genç bir grup geldi. İlk kez oy kullanıyorlarmış. Resim çektirmek istediler. Ayağa kaktı. “Başkanım, bu salonu ilk kez gördük. Hayran kaldık” dediler. Mutlu oldu. Oy kullananların çoğunluğu gençlerdi. Elini sıkmak, resim çektirmek için kuyruk oluşturdular. Kimseyi kırmadı.

Yanıma oturdu. “Görüyorsun, herkes bana sevgi gösteriyor. Tek başına sokağa çıkıyorum. Arabamın yolu kesiliyor. Yemeğe gidiyorum, insanlar yanıma geliyor. Sevenim çok. Sevmeyenler kim biliyor musun? F.Bahçe’nin çıkarlarında ayağına bastığım, kulübün menfaatlerini düşündüğüm için hayır dediğim kişiler. Yönetimime alıp beraber çalıştığım, sonra da almadığım kişiler.”

Listeye giremeyen Ünal Uzan geldi. “Ne zaman emrederseniz, her zaman yanınızdayım” dedi. Sevindi.

AZİZ YILDIRIM’IN EN BÜYÜK ARZUSU

İlk sandık açıldı, 200 fark vardı. İkinci de öyle. Diğer başkan adayı Hulusi Belgü geldi. “Başkanım  seçimi kazandınız. Tebrik ederim. Ben gidiyorum” dedi. Başkan “Sen bilirsin” cevabını verirken, Divan Başkanı Vefa Küçük, “Sonuna kadar bekleyin, yan yana resim çektirin” dedi. Kabul etti. Oturdu yerine.

Başkan Aziz Yıldırım, “Bu bir sevdadır. F.Bahçe için hayatımı verdim. Canımı da veririm” dedi. Sonra eli ile tekrar tribünleri göstererek, ekledi: “En büyük arzum. Kongrelerde bu tribünlerin tamamen dolu görmek.”

“Ne zaman olur?” dedim. “İki kongre sonra dolar, ondan sonra da bu salon yetmez” cevabı verdi.

Divan Kurulu’nda İzmir’den gelen genç bir üye görev alıyordu. ”Bak bu, değişimin bir işareti. Bundan sonra gençleri her yerde göreceksiniz” dedi. 

Tribünleri açacağım  

Yıldırım: Bundan sonra isteyen herkes maça gelsin. Kim ne yaparsa yapsın ilgilenmeyeceğim. Artık sorumluluk benden çıktı. 
 
F.BAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, yeni sezonda salonun da stadın da bütün tribünlerini herkese açacak. Yasaklama dönemi bitti. Peki bunu neden yaptı? Onu da şöyle anlattı: ”Tribünlerde kavga, küfür edenlerle, kendi futbolcularını protesto edenlerle yıllarca mücadele ettim. Anneleri, babaları çocuklarını kötü yola sevk edenlere karşı uyardım. Ama hiç kimse bana destek olmadı. Ben devletten büyük müyüm? Bundan sonra isteyen herkes maça gelsin. Kim ne yaparsa yapsın ilgilenmeyeceğim. Artık sorumluluk benden çıktı.”

Bazı kişiler başkanın bu sözüne karşı çıktılar. O da onlara şöyle dedi: “Başka statlarda bana küfrediliyor. Kimse ağzını açıyor mu? Yıllarca küfre karşı mücadele verdim. Ne oldu? Hangi kulüp, hangi kurum benim yanımda oldu?”  

Tek patron Ali Yıldırım 

Yeni hocayı da o bulacak. Gidecek, kalacak futbolcular hakkında da son sözü o söyleyecek. Ali Yıldırım, sakin ama görünmeyen tarafı ile serttir. Fazla konuşmayı sevmez.  

BAŞKAN Aziz Yıldırım’ın kardeşi Ali Yıldırım’ın yönetime girmesi, camiaya heyecan getirdi. Kongrede bütün gözler onun üzerindeydi. Nedeni de, futbol takımının tek sorumlusu olacak olması. Yani yeni patron o. Yeni hocayı da o bulacak. Gidecek, kalacak futbolcular hakkında da son sözü o söyleyecek. Aykut Kocaman döneminde de futbol takımının sorumluluğunu üstlenmişti.

RÜYA F.BAHÇE ZOR DEĞİL

Sıcağı sıcağını şunu söyleyebilirim. Ali Yıldırım, sakin ama görünmeyen tarafı ile serttir. Fazla konuşmayı sevmez. Birçok ünlü futbolcunun F.Bahçe’ye gelmesinde arka planda kalıp en önemli rolü oynayan kişidir. Takımda çok değişiklik yapılacağı söyleniyor. Sordum. “Biraz sabır” dedi. Ama arkasından da  “Bu işleri toparlamak, herkesin beklediği F.Bahçe’yi kurmak, o kadar zor değil, çok  kolay.”