YETKİN ETKİN - ÖZEL RÖPORTAJ
Galatasaray'ın efsane kalecilerinden Zoran Simoviç, Beşiktaş derbisi için ilk kez geldiği Türk Telekom Arena'da yaşadığı duyguları AKŞAM'a anlattı. Lig Radyo'da Futbol Ajans programına konuk olan Türk futbolunun Simo'su, G.Saray'ın mevcut kadrosunda operasyon yapılması gerektiğini savunurken şu mesajları verdi: "Ben G.Saray'ı çok seviyorum. Benim ikinci evim gibi olmasına rağmen açık konuşmamız gerekirse bu takım yetersiz bir kadro. Bu takım Avrupa'da bir şey yapamaz.
İLK ŞUT 35'TE ATILIYORSA BİTMİŞTİR
Beşiktaş ile oynadıkları derbide açıkça gördük; sahada koşmuyorlar, istekli görünmüyorlar, ciddi bir bitkinlik görülüyor. Kulübede oyunu değiştirecek yıldız bulunmuyor. İlk şut 35. dakikada Podolski tarafından vuruluyorsa ben içimden şunu söyledim: 'Bu eski G.Saray değil.' Kan değişikliğine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bruma, Sneijder, Muslera dışında bu isimlerle başarı gelmesi imkansızdır.
GALATASARAY BİR KALECİLER TAKIMIDIR
Son 30 yıl boyunca G.Saray'da hep büyük oyuncular oynamış. Bu asla tesadüf değil. Özellikle ben çıtayı biraz yükseğe koyunca bütün kalecilerden bu seviye bekleniyor. Taffarel-Mondragon gibi isimlerin dışında arada kötü çıkan yabancı kaleciler de var ama bizim yaptığımız seviye cidden çok yüksekti. Bu beklenti bazen kötü çıkınca kulüpte hayal kırıklığı yaratıyor. G.Saray büyük kalecilerin takımı olmalı."
TÜRK FUTBOLUNUN PATRONU TERİM
Fatih Terim ile bir sene beraber oynadık. Bütün oyuncular bir şey olduğu zaman Terim'e gidiyordu. Ciddi bir disiplini vardı. Oyuncu olarak da büyük bir toparlayacılığı vardı. Futbolculuk döneminde şampiyonluk kazanılamaması onunla alakalı değil. Herkesin bir kaderi var ama disiplinli ve tarz olarak biraz sert görünümü ile ciddi bir otorite oluşturmuştur. Zaten teknik direktör olarak Türk futbolunun patronu."
MAVİ KAZAK: "Benim için çok özeldi. Hatta saçlar bile çok uzundu. Şimdi geriye bakıp düşündüğümde 'Zaman ne kadar hızlı geçiyor' diyoruz. Benim için o yıllar delikanlılıktı."
ÇALIŞAMAMAK İÇİMDE YARADIR
"Ben hiç 'G.Saray'da çalışmak istiyorum' demedim. O zaman teklif bekledim. Feldkamp göreve getirildi, beni tanımıyor ve o süreçte olmadı. O içimde bir yara olarak kaldı. Kaleci antrenörlüğünün bir üstünde bir mevki olursa belki düşünebilirim."
SİMOVİÇ, G.Saray'a nasıl geldiğini şöyle anlattı: "1984 Avrupa Şampiyonası'nda Yugoslavya çok iyiydi. 25 Mayıs günü Hajduk-Kızılyıldız maçında Avrupa'dan çok sayıda takım beni transfer etmek istiyordu.
E.Frankfurt, Panathinaikos, S.Lizbon derken İngiltere'ye gitmek istiyordum. Avrupa Birliği vatandaşlığı yüzünden sıkıntı yaşadım. Sonra olmayınca ben ortada kaldım. Hajduk Split ile o sene oynadıktan sonra İvic bana 'Seni G.Saray istiyor' demişti. Ben de tabi İngiltere rüyası varken tam tersi istikamete gittim.
"200 BİNLİK KASABA BEKLERKEN"
Şekerbogovic ile yolculuk yaparken, İstanbul'u 200 bin civarı kasaba gibi beklerken, uçakta inmemiz sadece yarım saat geçince Şeker bana dönerek, 'Simo burası çok kalabalık ve futbola tutkun bir yer' deyince ben uçaktan indiğim anda nereye geldiğimi anladım. Bazen paradan daha önemli şeyler vardır.
G.Saray böyle bir yerdir."
AVRUPA'SIZ SEZON OLMAZ
"Biz kazandığımız başarılarla çıtayı çok yükselttik. G.Saray bu güvenle UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı kazanarak bunu devam ettirdi. Bundan önce biraz şans faktörü yer tutuyordu ama artık devamlı hale getirmek lazım. G.Saray, her yıl Avrupa'da olmalı."
MUSLERA 5 YIL KALMALI
"Muslera çok iyi bir kaleci. Atletik ve çabukluğu yüksek. 4-5 yıl daha kalmalı, kulüp ondan daha çok faydalanmalı."
Simoviç, Beşiktaş derbisinde ligde 188 kez forma giyerek en çok oynayan yabancı rekoruna ortak olan Muslera için de şu yorumu yaptı: "Muslera çok iyi bir kaleci. Çok atletik ve çabukluğu yüksek. Ayağı çok temiz, aslında benim gibi topu iyi başlatıyor. İleri çıkarak alanlar daraltabiliyor. Çok sayıda maç ve kupa kazandırdığı için çok başarılı buluyorum. Bana göre 4-5 yıl daha kalıp ondan kulüp daha fazla faydalanmalı."
JÜBİLE: "Benim için unutulmazdı. Çok ağladığımı hatırlıyorum. O gün bir aşk bitti. İnanın bugün bile oynamak istiyorum. Aslında daha oynayabilirdim ama o zamanın şartlarında böyle bir fırsatın iyi olabileceği söylendi. Everton maçında veda ettim ama cidden bugün bile tüylerim diken diken oluyor."
"Turgay Şeren sezonu olduğunu görünce çok mutlu oldum. Bu tarz efsanelerin yaşatılmasını çok doğru buldum. TFF süper bir haraket yapmış. Bu bir hayat, bugün varız yarın yokuz ama o bizim kalbimizde her zaman olacak. Berlin Panteri unutulmaz."
ES-ES MAÇINDA ŞANSLIYDIK
Simoviç, 1987'de 2-1 kazanılan ve 14 yıl sonra şampiyonluğu getiren Eskişehirspor maçını şu duygularla anlattı: "O duygular tarif edilemez. Eskişehir ile oynanan son maçta Prekazi ve Muhammet gol attığı zaman biraz da şansımız yanımızdaydı. Bütün hepimizin emeğinin karşılık bulması ve taraftar ile kenetlenmemiz unutulamaz."
KURTARIŞLARIMI SAYAMADIM
UNUTAMADIĞIN MAÇ: "Beşiktaş ile oynadığımız kupadaki derbi maçı. Her açıdan zor şartlar altında oynadık. Kurtardığım pozisyonların sayısını ben bile hatırlamıyorum. O gün belki de en iyi maçlarımdan birini oynadım."
BAYRAK REFLEKSTİ
BAYRAK TURU: "Monaco'yu eleyince büyük bir rahatlama içinde koşmaya başlarken o esnada bir bayrakla taraftar benim yanıma geldi. O an refleks ile bayrağı aldığım gibi bütün stadyumu dolaşmaya başladım. Bize tabanca hediye edilmişti.